Özel bir kurum için soru bankası anıklıyoruz; Yücel, Ertuğrul artı ben. Gérçi bu iki arkadaşım, söz konusu kurumda hocalık yapmaktalar. Ben, onlardan ayrı başka bir kurumda çalışıyorum. Neyse, soñuç olarak bir paydada buluşup böyle bir işe kalkıştık. Daha öğrenci iken bu onura kavuşmanıñ vérmiş olduğu mutluluktan söz édiyorum.
Şuan soruları sayısal ortama aktarıyorum. Yukarıdaki bedizde de gördüğünüz gibi, tüm çalışmayı açık kaynak yivli yazılımlar üzerinden gérçekleştiriyorum; Ubuntu > Open Office > KSeg... İşiñ özü, yivlerle (kodlarla) bağıntıları (formülleri) yazmak, oldukça zevk vériyor; haz alıyorum. Windows'ta görselleştirilmiş arayüz var. Daha kolay görünüyor. Oysa, yivlerle daha hızlı yazıyorum. Eğlenceli bir iş olduğunu yineleyeceğim. :)
Çocukken bir film izlemiştim; Osmanlı'nıñ çok çok eski dönemlerinde, elinde karalama bétleri ile bir hattatın yanına gelen kişi, yazdıklarını bétikleştirmesi için yazıcıya iş vériyordu. Yazıcı karalamaları alıp, özene bezene bétikleştirmeye (kitaplaştırmaya) çalışıyordu. Bir bakıma basımevi gibi. Ancak o dönemde baskı aygıtları olmadığı için elleriyle yazacak, yine kendi ilkel yordamlarıyla ciltleyeceklerdi. İşte böyle! Ben bu sahneleri tutkunlukla izlemiştim. Bilinçaltımda yér édinmiş. Yıllar géçti, ayrımında bile olmadan, o sahneleri yaşadığımıñ bilincine yéñi vardım. Soñ birkaç yıldır, yayıncılıkla uğraştığımı, karalamaları basılacak düzeye ulaştırdığımı, yazı yazdığımı daha yéñi gördüm. O filmdeki adam kamışı mürekkebe batırıp yazarken, ben de bugün çağın gerekliliğinden bilgisayarımla yazıyorum. Yazıcı olmuşum. :) Bir bakıma düşümü yaşadığım için mutluyum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder